İklim krizine dikkat çeken ilim kurgu tipindeki sinema, distopik bir öykü anlatıyor; iklim değişliği ve kıtlık nedeniyle yerin altında yaşamaya başlayan koloniden bir aileyi merkeze alıyor. 2121’de koloni sistemini Denetim eden Genç Yönetim’in aldığı “kıtlık kanunları” gereği dünyaya istikbal genç hayat karşılığında, İhtiyar hayatın yok edilmesi Mecbur oluyor. Yeraltındaki meskenlerinde bayan, adam, çocuk ve anneanne olarak yaşayan dört Benlik bir ailenin hayatı, yeni doğacak bebek yüzünden değişiyor.
Serpil Altın sinemanın çıkış noktasını şöyle anlatıyor: “Doğayı bilinçsizce yok etmeye devam ettiğimiz Ömür biçimimiz düzelmez ise 100 Yıl sonra neler olur?” diye sordum kendime. Jenerasyon araştırmaları yaparken dünya nüfusunun giderek İhtiyar nüfusa dönüşmesi ve kalabalıklaşması da kıssanın omurgası için hoş ve sağlam bir fikri beraberinde getirdi: Ebeveyn adayı bir bayan yaşaması için birini seçmek zorunda kalsa, annesinden mi, bebeğinden mi vazgeçebilir? Ülkemizde distopik kıssalara Fazla yer verilmiyor. Bu da bu kıssaya daha bağlanmama Sebep oldu.”
Çekimleri Kartal’da gerçekleştirilen sinemanın oyuncu takımında Selen Öztürk, çağdaş Haysiyet Öztürk ve Ayşenil Şamlıoğlu yer alıyor.
Yorum Yok