Denizlerin tabanında, Fazla eskilerde… Hoş bir deniz kızı ve ailesi yaşarmış mavi denizlerde…
Bu deniz kızının ismi Ariel’miş. Ariel’in 6 Tane kız kardeşi varmış ve anneleri Ufak yaşta öldüğü için büyükanneleri ve babaları onları büyütmüş.
6 kız kardeş de Aka annelerinin denizin üstündeki hayatla ilgili anlattığı Değişik kıssalarla büyümüşler ve daima yeryüzünü Fazla merak etmişler. En Fazla merak eden de Ariel’miş.
Ariel’in herkesin sevdiği bir de özelliği varmış. Sesi o kadar hoşmuş ki deniz altı konserleri verir, herkesi sesiyle büyülermiş.
Ariel’in babası, denizin kralıymış ve Fazla varlıklıymış. Üstelik insanların Fazla tehlikeli olduğunu düşündüğü için kızlarının 20 yaşına kadar yeryüzüne çıkmasını yasaklamış.
Günlerden bir gün Ariel’in ablalarından biri 20 yaşına basmış ve denizin üzerine çıkabilmiş. Geri döndüğünde o kadar hoş şeyler anlatmış ki Ariel dışarıyı daha da merak etmeye başlamış.
Deniz kızı artık beklemek istemiyormuş. Denizlerin altında Fazla dostu olan Ariel, balık arkadaşlarını çağırarak onların yardımıyla deniz altı geçidinden geçmiş ve suyun yüzeyine çıkmış. O sırada denizde fırtına varmış ve gemiden genç bir adamın düştüğünü görmüş.
Hemen gidip o adamı kurtarmış ve kayalıklara bırakmış. Bu genç adam aslında Fazla güzel bir prensmiş. Düş meyal o da Ariel’i görmüş. Prensten etkilenen Ariel, dayanamamış ve hoş sesiyle ona bir müzik söylemiş. İçinden hiç gelmese de onu kayalıklarda bırakıp uzaklaşmak zorunda kalmış.
Prensin sarayı denizin kenarındaymış. Ariel’den Fazla etkilendiği için de her gün kıyıya gelip onu bulmayı umuyormuş. Geçidi öğrenen Ariel de her gün buradan geçerek prensi gizlice izliyormuş. Sonunda dayanamamış ve su cadısına giderek ona yardım etmesini istemiş.
Su cadısı yardım edeceğini fakat ondan bunun karşılığında sesini istediğini söylemiş. Ariel Çabucak kabul etmiş ve kendini insan olarak deniz kıyısında bulmuş. Unuttuğu bir şey varmış, ağır konuşamıyormuş. Cadının koşulu prensin 3 gün içinde ona aşık olmasıymış, yoksa büyüsü boşa gidecekmiş.
Karşısına prens çıkmış lakin onu tanımamış. Ariel her ne kadar hoş ve etkileyici görünse de prens onu hoş sesiyle tanıyormuş. Onun bu Yaş ve sessiz haline acıyarak saraya götürmüş.
Bu ortada prensin Ebeveyn ve babası onu evlendirmek istiyormuş ve sarayda bir balo düzenlemişler. Bu baloya birbirinden hoş prensesler gelmiş. Prens de denizde gördüğü o hoş sesli kızdan umudunu kestiği için içlerinden birini seçmiş.
Ariel deniz kenarında beşere döndüğü, sesini kaybettiği ve ailesinden Irak kaldığı için ağlıyormuş. O sırada suyun üzerinde günlerdir onu arayan babası, Aka annesi ve kardeşleri belirmiş.
Babası su cadısından sesini Geri aldığını ve ona Geri getirdiğini söylemiş. Ariel sevinçle babasına sarılmış ve sesini Geri almış.
Hemen prensin yanına giderek müzik söylemeye başlamış. Prens, onun sesini duyunca Ariel’i tanımış ve diğeriyle evlenmekten vazgeçmiş. Olan biteni kral ve kraliçeye anlatmış.
Prens ve Ariel evlenmişler. Suyun kenarındaki saraylarında bir ömür boyunca Mesut yaşamışlar.
Yorum Yok