MÜJDE IŞIL- Pandemi şartlarının zora soktuğu sinema salonları 2022’de eskisi kadar olmasa da dolmaya başladı. Bu da daha savlı sinemaların vizyon sırasını beklediği 2023 için Ümit verdi. Devam sinemalarının yükünün hissedildiği bu yılın takviminden en dikkat çeken üretimleri derleyip sinemada bir nevi yeni Yıl rehberi hazırladık.
“The Fabelmans”: Bu yılki Oscar Ödülleri’nde ismini sıklıkla duyacağımız üretimlerin başında Steven Spielberg imzalı “The Fabelmans” geliyor. Sinemayı ruhen ve gişesel farklı bir boyuta taşıyan Spielberg, yeni sinemasında küçüklüğünü ve sinemayla tanışmasını anlatıyor. Birebir olmasa da Aka oranda otobiyografik bir hikâye… Stanley Kubrick’ten yadigâr “A.I. Artificial Intelligence/Yapay Zekâ”dan 21 Yıl sonra Spielberg’ün ismini, birinci kere bu sinemanın jeneriğinde senarist olarak görüyoruz.
“The Whale”: Prömiyerini yaptığı Venedik Sinema Festivali’nde farklı yansılar aldı. Ajitasyon yaptığını söyleyen de var, etkileyici bir damarı olduğunu düşünen de… çok sevenler ve sevmeyenler olarak ikiye ayrılmış durumda izleyici. Darren Aronofsky imzalı bir sinema için elbette doğal bir durum. “Mumya” serisiyle ünlenip sonrasında muvaffakiyetini sürdüremeyen Brendan Fraser’ın (Maruz kaldığı istismar rezaleti yüzünden daldan uzaklaştığını lisana getirmişti) “The Whale”deki performansıyla Oscar’a uzanabileceği konuşuluyor. Fraser, sinemada çok kilolu ve münzevi bir İngilizce hocasına hayat veriyor.
“The Banshees of Inisherin”: Martin McDonagh hem tiyatroda hem de sinemada faal olabilen Az ve kuvvetli kalemlerden. Minimal görünen olaylar ve insanlardan derin insanlık tespitleri çıkaran McDonagh yeni sinemasında de Tekrar yaptı yapacağını! İki eski dostun arkadaşlıklarının bozulmasından yola çıkıp Fazla taraflı bir öykü anlattı. Şenliklerde övgü ve ödüllerle karşılanan sinemasının Oscar yarışında da argümanlı olacağını söylemek abartı olmaz. Colin Farrell, Brendan Gleeson ve Barry Keoghan’ın mükemmel performansları da unutulmayacak cinsten.
“Knock Beygir the Cabin”: M. Night Shyamalan Laf mevzusuysa izleyeceğiniz sinemanın sizi hayran mı bırakacağını yoksa Hayal kırıklığına mı uğratacağını bilemezsiniz. Birinci periyotları kadar kuvvetli ve kalıcı üretimlere imza atamasa da her sinemasını merak ettirmeyi başarıyor kendisi. Paul G. Tremblay’in 2018 tarihli romanı “The Cabin Beygir the End of the World”den uyarlanan film bir ailenin, kıyameti durdurmak için içlerinden birinin ölmesini talep eden silahlı yabancılar tarafından rehin alınışını anlatıyor.
“Elemental”: Pixar animasyonu olmadan bir yılın vizyon takvimi Noksan kalır hiç kuşkusuz. “Elemental”, bu yılın argümanlı animasyonlarının başında geliyor. Sinema dört elementin; ateş, su, toprak ve hava halklarının ahenkle yaşadığı bir kentte, tutkulu genç bir bayan ile her şeyi akışına bırakan bir adamın ne kadar Fazla ortak noktaları olduğunu keşfetmelerini anlatıyor. Konusu ile bir Pixar başyapıtı olan “Inside Out/Ters Yüz”ü epey anımsatıyor.
“Indiana Jones and the Dial of Destiny”: “Indiana Jones” serisinin nihayet sineması yaklaşık 15 Yıl Evvel vizyona girmişti. “Indiana Jones and the Dial of Destiny” serinin beşinci sineması. Birebir vakitte Steven Spielberg’ün yönetmediği birinci Indy sineması. James Mangold ondan bayrağı devraldı. Harrison Ford’un birinci üçlemedeki kadar genç görünebilmesi için teknolojiden oldukça faydalanıldı. ‘60’ların sonunda ABD ile Sovyet Rusya ortasındaki Uzay yarışına odaklanan bu yeni macerada Mads Mikkelsen ve Antonio Banderas da var.
“Mission: Impossible – Dead Reckoning Part One”: “Top Gun: Maverick” ile 2022’nin en kârlı sinemasına imza atan Tom Cruise, pandeminin de tesiriyle beş sene ortadan sonra tekrar “Mission: Impossible” serisiyle karşımıza çıkacak. Serinin yedinci sinemasında takımın tekrar bir ortaya geldiğini ve Ethan Hunt’ın geçmişinin öyküde Kıymetli bir yer tuttuğu biliniyor. Serinin her sinemasında Cruise’un aksiyon ile gerçeklik çıtasını daha da üst taşıyıp seyircinin yüreğini ağzına getirmeyi rahatlıkla başardığı ve başaracağı da…
“Dune: Part Two”: Denis Villeneuve’ün ilim kurgu destanı, birinci sinemanın kaldığı yerden devam ediyor: Paul, baharatın bekçileri Chani ve Fremenlerin yardımıyla babasının intikamını almak ve kainatı kurtarmak için yola çıkıyor. Devam sinemanın takımında Florence Pugh, Austin Butler ve Christopher Walken dikkat çekiyor. Timothée Chalamet hayranları ile “Dune”severlerin kesişim noktası oldukça heyecan yüklü.
“Ant-Man and the Wasp: Quantumania”: Sir Elton John’ın ikonik şakısı “Goodbye Yellow Brick Road”un yer aldığı fragmanıyla dikkat çeken imal, bu yılın en merak edilen üstün kahraman sinemalarının başında geliyor. Scott ve kızı Cassie ortasındaki bağ, Ant-Man’in üçüncü sinemasında daha da derinleşiyor.
“Oppenheimer”: Pandemide bile “film sinemada izlenir” diyerek “Tenet”i vizyona sokan Christopher Nolan Yine perdeye ihtişamlı bir üretimle gelecek. İsminden da anlaşılacağı üzere yeni sineması, atom bombasının babası sayılan J. Robert Oppenheimer’ı anlatıyor. Bu rolde Nolan’ın beğenilen oyuncusu Cillian Murphy var. IMAX kamerasında birinci Defa Siyah ak çekilen sinema olan “Oppenheimer”da Nolan, Oscarlı beş oyuncuyu; Casey Affleck, Kenneth Branagh, Matt Damon, Gary Oldman ve Rami Malek’i bir ortaya getiriyor.
Yorum Yok