Çok, Fazla uzun Vakit evvel, Irak diyarların birinde Ufak lakin Fazla tatlı bir kasaba varmış. Bu kasabadaki herkes birbiriyle Fazla güzel anlaşır, hiç palavra söylemezmiş. Kasabanın bir de Fazla âlâ kalpli marangozu varmış. İsmi da Gepetto’ymuş.
Gepetto ehil çocuklara ahşaptan kukla oyuncaklar yaparak geçinirmiş lakin Fazla yoksulmuş. Hayattaki en Aka dileği ise bir çocuğu olmasıymış.
Hayalini gerçekleştiremediği için kendine ahşaptan bir çocuk yapıp ona çocuğu üzere davranmaya karar vermiş. Ormana gidip bir ağaç kesimi bulmuş.
Ağaç kütüğünü atölyesine getirip Form vermeye başlamış. Kütüğe her vuruşunda “Ah!” diye sesler gelmeye başlamış.
Usta marangozun neredeyse gerçek bir çocuğa benzeyen kuklası sonunda bitmiş. Şimdiden onu Fazla sevmeye başlayan Gepetto ehil ona Pinokyo ismini vermiş. bütün gün çalışan Gepetto yorgunluktan oracıkta uyuyakalmış. Pinokyo da masasında oturuyormuş.
O sırada bir peri ortaya çıkmış ve: “Ah uygun kalpli Usta, bugüne kadar yaptıklarınla en Aka dileğinin gerçekleşmesini hak ettin. Sana hayalindeki üzere bir çocuk İkram edeceğim.” demiş. Elindeki sihirli değneği ile Pinokyo’ya dokunmuş ve bir anda kukla devinim etmeye başlamış.
Sabahın erken saatlerinde gerinerek uyanan Gepetto apansız yanında ona boncuk gözleri, Kırmızı yanaklarıyla bakan sevecen mi sevecen Pinokyo’yu görünce Fazla şaşırmış ve ona sarılmış:
– İnanamıyorum oğlum canlanmış, demiş.
– Evet babacığım, ben senin oğlunum, demiş Pinokyo.
Aradan yıllar geçmiş ve Pinokyo büyümüş, artık okula gitme vakti gelmiş.
Pinokyo’nun okula gidebilmesi için kalem, defter ve kitaba muhtaçlığı varmış. Bunları almak için babasından Nakit istemiş. Epey yoksul olan ve güç geçinen Gepetto bunları alacak parasının olmadığını oğluna söyleyememiş ve gidip paltosunu satmış.
– Bu parayı al ve Okul için istediklerini al Pinokyo, demiş.
– Tamam baba, Çabucak pazara gidip alayım, demiş Pinokyo.
Babasından parayı Meydan Pinokyo yola çıkmış ve yolda giderken iri bir çadır ve kalabalık görmüş. Çabucak yanlarına gidip olan biteni anlamaya çalışmış. Bu bir sirkmiş ve içeride Türlü şovlar düzenleniyormuş.
Hemen içeri girmeye çalışmış ancak kapıdaki misyonlu onu durdurmuş:
– İçeri girmek için bilet almalısın.
Pinokyo biraz düşündükten sonra elindeki parayı göstererek:
– Bana da bilet verir misin?, demiş.
Biletini alıp içeri giren Pinokyo, heyecanla şovları seyretmeye başlamış. Sirk sahibi onun canlı bir kukla olduğunu Çabucak ayrım etmiş ve onu yakalayıp kafese kapatmış.
Çok üzülen Pinokyo ağlamaya başlamış. O sırada onu canlı bir kuklaya çeviren peri gelmiş. Peri, onu kurtaracağını ve parasını Geri vereceğini söylemiş. Perinin Biricik bir kuralı varmış: Pinokyo’nun yeterli bir çocuk olması ve palavra söylememesi!
Pinokyo sirkten koşarak çıkmış ve elinde parasıyla yola koyulmuş. Onun elinde Nakit olduğunu gören Açıkgöz tilki ile paragöz kedi yolunu kesmişler.
– Ne yapacaksın o parayla?
– Okul için kitap ve kalem alacağım.
– Okula gidip de ne yapacaksın? Gel bizi dinle! O parayı tarlaya ekelim daha Fazla çıksın. Böylelikle Varlıklı olursun, demişler.
– çok uygun fikir, paramı alın ve ekin, demiş Pinokyo.
Pinokyo’yu kandıran kedi ve tilki, parayı alıp kaçmışlar. Pinokyo bir Kez daha parasını kaybetmiş. O sırada peri ortaya çıkmış ve Pinokyo’ya:
– Neler oldu Pinokyo?
– Bir kedi ve tilki elimden zorla paralarımı aldı.
Yalan söyleyen Pinokyo’nun burnu apansızın uzamaya başlamış.
– Neler oluyor burnuma bu türlü?
– Palavra söylüyorsun ve burnun uzuyor. Bu sana bir ceza! Bir daha palavra söylememeye Laf vermiştin.
Yaptığı yanılgıyı ayrım eden Pinokyo olanları yanlışsız bir formda periye anlatmış. Peri onu affetmiş ve tekrar kurtarmış.
Pinokyo konutuna hakikat yürümeye başlamış lakin Talih bu ya karşısına Kötü kalpli sirk sahibi çıkmış. Kaçtığı için ona Fazla sinirliymiş. Pinokyo’yu tuttuğu üzere denize atmış.
Kocaman bir balina Pinokyo’yu yutmuş. Karanlık, soğuk ve Yaş bir yermiş balinanın midesi. Korkmuş, ıslanmış ve ağlamaya başlamış.
-Babacığım keşke yanımda olsan, sana sarılsam. Yaptıklarım için o kadar pişmanım ki, demiş.
Uzun müddettir oğlundan haber alamayan Gepetto ehil da Pinokyo’yu arıyormuş. Komşuları Pinokyo’yu en nihayet denize atlarken gördüklerini söyleyince kayığa binip onu aramaya başlamış İhtiyar marangoz.
Gepetto kayığa binince fırtına başlamış ve denize düşmüş. Masal bu ya tıpkı balina onu da yutmuş. Babasını karşısında gören Pinokyo Fazla sevinmiş. Baba ve oğlu birbirlerine sarılarak hasret gidermişler.
Pinokyo bütün olanları babasına anlatmış ve balinanın midesinden çıkmak için bir plan yapmış. Babasına:
– Cebinde kibrit Mevcut mı babacığım?, demiş.
– Evet, var, demiş Gepetto.
– Artık balinanın midesindeki bütün tahtaları yakalım ve çıkan dumanla Birlikte ağzını açınca kaçalım, demiş Pinokyo.
Pinokyo’nun planı başarılı olmuş ve kaçıp kurtulmuşlar. bütün bu olanları gören peri, onun âlâ bir evlat olduğunu ayrım etmiş. Ona Fazla hoş bir Armağan vererek onu gerçek bir çocuğa çevirmiş.
O günden sonra Fazla dürüst ve çalışkan bir çocuk olan Pinokyo ile babası Mesut bir hayat sürmüşler.
Yorum Yok