42. İstanbul Sinema Festivali’nde En Düzgün Kısa Sinema Ödülü’nü kazanan, Aram Dildar imzalı “Adres” gücünü sadeliğinden Meydan ve kara mizahi lisanıyla etkileyici bir üretim.
42. İstanbul Sinema Festivali’nde En Düzgün Kısa Sinema Ödülü’nü kazanan, Aram Dildar imzalı “Adres” gücünü sadeliğinden Meydan ve kara mizahi lisanıyla etkileyici bir üretim.
Arlin Çiçekçi, “Servi Nine ve Üç Güzeller”de sonların çıktığı başlangıçları anlatıyor. Dayanışmayla nelerin başarılabileceğini gösteriyor. Kitapta bayanlar ön planda olsa da muharrir “Ötekileştirilen, ezilen, haksızlığa, eşitsizliğe, adaletsizliğe maruz bırakılan herkes için geçerli” diyor.
Berbatlığı ve linç kültürünü sorgulayan ödüllü sinema “Karanlık Gece”yi direktörü ve senaristi Özcan Alper ile başrol oyuncusu Berkay Ateş’ten dinledik.
Aksel Bonfil’in yazıp yönettiği “Eksik”; baba-oğul çatışmasının merkezinde, bayanın tercihlerinden dolayı yargılanmamasından iklim krizine derinlikli ve tanıdık bir anlatı sunuyor.
Sahneye en Fazla uyarlanan Brecht oyunlarından “Kafkas Tebeşir Dairesi”, İstanbul Devlet Tiyatrosu yorumuyla sahnede. Oyun, iki farklı vakitte geçen hikayesiyle hâlâ Fazla şimdiki ve hâlâ söyleyecek Fazla kelama sahip.
Usta Hikaye müellifi Tomris Uyar’ın vefatının 20’nci yılında 50 yaşındaki kitabı “Ödeşmeler ve Şahmeran Hikâyesi” Özel baskısıyla okurla buluştu. Uyar bu kitabında hayatın bir muhasebesini çıkarıyor ve ödeşmeye her vakit zaman olduğunu söylüyor.
Edebiyattan uyarlanan diziler, seyirciyi ehil çatışmalarla öyküye çekiyor. Kurulan masalsı atmosferde oyuncular da başarılı oluyor. Muharrirler ise doğruyla yanlışın sonuçlarını sergileyip huzurun yolunu gösteriyor.
Mario Levi’nin yeni kahramanı görünmezlik gücüne sahip bir muharrir adayı. Bu Güç bir Ödül mü yoksa lanet mi? Mario Levi: ‘Bildikleriniz, görebildikleriniz sizi yalnızlıklara da sürüklemez mi bazen? Hele bir de içinizdekileri ortaya dökemiyorsanız, lisana getiremiyorsanız’.
Pera Müzesi yeni standında haziran ayında kaybettiğimiz Paula Rego’yu anıyor. “Hikâyelerin Hikâyesi”, figüratif sanatın temsilcilerinden Rego’nun hayatından izler taşıyor.
Birinci sinemadan 13 sene sonra vizyona giren “Avatar: Suyun Yolu” duygusal dozu yüksek, seyirciyi su altı ömrünün renkli dünyasında dolaştıran, göz kamaştırıcı görsel bir tecrübe sunuyor.